- Erişkin bir insanın saçlı derisinde 100.000 adet saç bulunur. Bu sayı açık renk saçlılarda %10 daha fazla, kızıl saçlılarda ise %10 daha azdır. Doğumda saçlı deride 1135/cm2 saç kılı varken bu yoğunluk zamanla azalır. Birinci yılın sonunda 795/cm2, üçüncü dekadta 615/cm2 civarındadır.
- Saçların günlük büyüme hızı 0.37 mm’dir. Saç teli ayda yaklaşık olarak 1 cm uzar. Saçlar hiç kesilmezse 100 cm’ye, nadiren 170 cm’ye kadar uzayabilir.
- Günde 100 adet saçın dökülmesi normaldir.
- Saçın büyüme döngüsü başlıca anagen (Büyüme), katagen (Gerileme) ve telogen (Dinlenme) evre olmak üzere 3 bölüme ayrılır.
Anagen (Büyüme) Evre
Saçların aktif olarak üretildiği ve saçların uzadığı dönemdir. Saçın büyüme döngüsünün % 80 ini oluşturur. 2-7 yıl sürer.
Katagen (Gerileme) Evre
Anagen evre ile telogen evre arasındaki geçiş dönemidir. Saçın büyüme döngüsünün % 16 sını oluşturur. 2-4 hafta sürer. Bu dönemde saç üretimi durur, saçlar incelir, saç folikülü kısalır ve saç cilt yüzeyine doğru hareket eder.
Telogen (Dinlenme) Evre
Saç kökünün dinlenme ve yeniden kıl oluşturma dönemidir. Saçın büyüme döngüsünün % 4 ünü oluşturur. 2-4 ay sürer. Telogen evrenin sonunda saçlar dökülür, geride kalan kök hücreleri dermise doğru hareket eder ve anagen evre yeniden başlar.
- En sık görülen saç dökülmesi türleri, alopesi areata, androgenetik alopesi ve telogen effluviumdur.
ALOPESİ AREATA
Saç, sakal, kaş ve kirpikler, gövde, kol ve bacaklardaki tüm kılların lokalize dökülmesi ile karakterize bir hastalıktır. Kıl folikülünün bağışıklık sistemi tarafından yabancı bir organ olarak algılanarak reddedilmesi sonucunda saç dökülmesi ortaya çıkar. En sık saçlı deri ve sakal bölgesinde madeni para büyüklüğünde, dairesel dökülme alanlarına neden olur. Genellikle bir veya birkaç dökülme alanıyla sınırlı kalır. Bazen saçlı derideki tüm saçların dökülmesine yol açar. Nadiren saçlı deri ve tüm vücut kıllarının dökülmesine neden olabilir.
Alopesi areata, % 80 tek yama (saçsız alan), % 2,5 iki yama , % 7,7 oranında çok sayıda yama şeklinde başlar. En sık saçlı deri (% 66,8-% 95), sakal bölgesi (% 28), kaş (% 3,8) ve ekstremitelerde (% 1,3) ortaya çıkar. Daha çok koyu renkli saçları tutma eğilimindedir.
Alopesi areatanın oluşumunda genetik yatkınlık ve stres önemli rol oynar. Diyabet, romatoid artrit, tiroid hastalıkları, sistemik lupus eritematozus, pernisiyöz anemi ve addison hastalığı olan kişilerde daha sık alopesi areata görülür. Ancak alerji, kötü beslenme, vitamin eksikliği veya alınan bazı gıdalarla ilişkisi yoktur. Alopesi areata bulaşıcı değildir.
Alopesi Areatanın Temel Özellikleri
- Saçlı deri veya sakal bölgesinde yuvarlak saçsız alanlar ortaya çıkar.
- Saçsız alanların çevresinde kısa ve incelmiş saçlar bulunur.
- Alopesi areata nedeniyle tırnaklarda pitting adı verilen küçük çukurcuklar oluşabilir. Bazen tırnaklarda beyaz çizgiler, tırnak plağında matlaşma, incelme ve kırılma görülebilir.
- Alopesi areatanın iyileşme döneminde, saçsız alanlardan yeniden büyüyen saçlar beyaz renkte ve incedir. Bu saçlar zamanla kalınlaşır ve rengi koyulaşır.
Tedavi
Herhangi bir tedavi uygulanmasa bile % 60-80 oranında 1 yıl içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak alopesi areata tekrarlayıcı bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.
Kortikosteroid içeren kremler, lokal kortikosteroid enjeksiyonu, topikal minoksil tedavisi, topikal duyarlandırıcılar, fotokemoterapi yöntemleri etkili olabilir.
ANDROGENETİK ALOPESİ
Hem erkekler, hem de kadınlar için önemli bir sorundur. Erkeklerde 30 yaşından sonra % 30, 50 yaşından sonra % 50 oranında androgenetik alopesi görülmektedir. Kadınlarda 30 yaşında % 12 oranında görülmesine rağmen, menapoz sonrası görülme sıklığı artar. 60 yaşındaki kadınlarda % 40 oranında tespit edilir.
Genetik yatkınlığı olan kişilerde, androjen hormonların yüksekliğine veya saçların bu hormonlara karşı aşırı duyarlılığına bağlı olarak saçlarda anagen evre kısalıp telogen evre uzar. Bu durum alın ve tepe kısmında bulunan saçların daha hızlı dökülmesine ve seyrekleşmeye neden olur.
Androgenetik Alopesinin Temel Özellikleri
- İlk olarak saçlarda yavaş ve ilerleyici incelme (minyatürizasyon) görülür.
- Erkeklerde alın saç çizgisinin çekilir, kadınlarda alın saç çizgisi korunur.
- Alın ve tepe kısmındaki saçlar incelerek yoğunluğu azalır.
- Ense ve yan kısımlardaki saçlar sağlam kalır.
Tedavi
Dermatoloji uzmanının önereceği saç serumları, spreyler ve oral ilaçlar kullanılabilir. Kadınlarda saç dökülmesi hormonal bozukluğa bağlı oluşuyorsa, önce hormonal tedavi yapılması gerekir.
TELOGEN EFFLUVİUM
Saçlı deride anagen evredeki kıl foliküllerinin çok hızlı bir şekilde telogen evreye geçmesine bağlı olarak saç dökülmesinin artmasıdır. Saçlı deri normal olup herhangi bir inflamasyon yoktur. Genellikle 3-4 ay içinde saçlar incelir, yoğun dökülme ve saçlarda seyrekleşme ortaya çıkar.
Telojen Effluviumun Nedenleri
- Ateşli hastalıklar
- Şiddetli enfeksiyon
- Kötü beslenme ve ani kilo kayıpları. Kötü beslenilen dönemden yaklaşık 2-3 ay sonra saç dökülmesi görülebilir.
- Ağır ameliyatlar
- Stres. Yaşanılan önemli sorunlardan sonraki 6 ay içinde yoğun saç kaybı görülebilir.
- Hipotiroidi, hipertiroidi
- Anemi (Kansızlık) ve demir eksikliği
- Çinko eksikliği
- Vitamin eksikliği (B12, folik asit ve biotin)
- İlaçlar (Doğum kontrol hapları, parazit ilaçları, kolestrol düşürücü ilaçlar, pıhtılaşmayı önleyen ilaçlar ve kanser ilaçları)
- Doğum sonrası saç dökülmesi. Doğumdan 2-3 ay sonra başlar ve 4-6 ay devam edebilir.
- Mevsimsel saç dökülmesi
Saç dökülmesini tetikleyen sorunun ortaya çıkarılması için kişinin özgeçmişi ayrıntılı bir şekilden sorgulanmalıdır. Saç dökülmesine yol açan diğer nedenlerin tespit edilmesi için tam kan sayımı, tiroid fonsiyon testi, kan demir, çinko, Vitamin B12, folik asit, biotin ve tiroid fonsiyon testleri yapılır.
Tedavi
Hastanın hikayesi ve kan tahlilleri sonucunda saç dökülmenin nedeni belirlenerek gerekli tedbirler alınır ve tedaviye başlanır.
- İlaçlara bağlı dökülme varsa, dökülmeye neden olan ilaç kesilir.
- Ani kilo kaybı ve kötü beslenme varsa , kırmızı et, balık ve yumurta gibi proteinden zengin beslenilmesi gerekir.
- Kanda demir, çinko, vitamin eksikliği tespit edilirse ilaçlar ve besin desteği sağlanır.
- Saçlar üzerinde fiziksel ve kimyasal travmaya neden olan uygulamalardan uzak durulması gerekir. Saçları çok sık yıkamak, boyatmak, fırçalamak, renk açıcı işlemler yaptırmaktan kaçınılmalıdır.